KOAH; Yaşamı Tehdit Eden Bir Hastalıktır

21 Kasım Dünya KOAH Günü etkinlikleri kapsamında ÇOMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Pınar Mutlu yerel bir TV’de yayınlanan programına konuk oldu. Dr. Mutlu programda KOAH ile ilgili merak edilen ve bilinmesi gereken konularda açıklamalarda bulundu.

KOAH’ın Tanımı nedir?

KOAH, hastalığı tanımlamada kullandığımız terimlerin baş harflerinden oluşur. (Kronik Tıkayıcı-Obstruktif Akciğer Hastalığı) Zararlı duman ve toz parçacıklarını uzun yıllar soluma neticesinde gelişen, anormal mikrobik olmayan iltihabi yanıt ile oluşan, hava yollarında kalıcı ve ilerleyici daralmayla seyreden, önlenebilir ve tedavi edilebilir akciğer hastalığıdır. Her ne kadar akciğer hastalığı olsa da, diğer organları da (kalp, damarlar )  etkilemektedir. Dünya genelinde sık görülen ve son yıllarda önemi giderek artan küresel bir sorundur. Yaşamı tehdit eden bir hastalıktır. Dünya genelinde tüm ölümlerin % 5’ini oluşturmaktadır.   Her yıl 3 milyon insan KOAH nedeniyle ölmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; 2002 yılında 5. en sık ölüm nedeni iken, şu an bazı ülkelerde 4.,  bazılarında 3. sıraya yükselmiştir. (Türkiye’de 3.sırada ölüm nedeni )Hastalık düşük ve orta gelir düzeyine sahip ülkeler için ciddi sorun teşkil etmektedir. KOAH nedeniyle ölümlerin % 90’dan fazlası düşük ve orta gelir düzeyine sahip ülkelerde olmaktadır.

Ülkemizde Durum Nedir?

Ülkemizde yapılan saha çalışmaları 40 yaş üzerindeki her 7-8  kişiden 1’inin KOAH hastası olduğunu göstermiştir. 2016 yılı itibarı ile ülkemizde tanı konulmuş 3.3 milyon KOAH hastası vardır.. En az bu sayı kadar da tanı konulmamış ve doktor kontrolüne girmemiş hasta olduğu düşünülmektedir.

Hastalık Ne Kadar Biliniyor?

 KOAH, hastalar tarafından fark edilmesi zor ve sinsi bir hastalıktır. Çoğu zaman hastalık ileri evrelere ulaşıncaya kadar farkına varılamamaktadır. Dünya genelinde her 4 hastadan 3  tanesi hastalığının farkında değil. Ülkemizde ise, 2 KOAH hastasından sadece 1 tanesi hastalığının farkındadır. Yaşın ilerlemesi ile fiziksel aktivitelerin azalması, hastalığın uzun süreli ve yavaş seyirli olması hastalığın fark edilmesini güçleştirmektedir. Hastalar nefes darlığını yaşlılığın bir sonucu, öksürük ve balgam çıkarma şikâyetlerini sigara içmenin doğal sonucu olarak değerlendirmektedirler.

Hastalığın Oluşunda Rol Oynayan Faktörler Nelerdir? 

Sigara ve diğer tütün ürünleri KOAH gelişiminde en önemli risk faktörüdür. KOAH hastalarının % 80’i sigara içmiş veya içmeye devam ediyor. İç ortam hava kirliği KOAH gelişiminde rol oynayan diğer önemli faktördür. Odun, kömür, tezek, bitki artıkları ve sıvı yakıtların (biyoyakıt, biyomas) dumanına maruziyet son yıllarda giderek önem kazanmıştır. Dünya nüfusunun yarısı biyoyakıt dumanına maruz kalmaktadır. Dünya genelinde 500 milyon kişi mesleği nedeniyle duman ve toz parçacıklarını solumaktadır. Sigara içmeyen hastalar dikkate alındığında mesleki maruziyetin KOAH gelişimindeki rolü % 30’dur. Dış ortam hava kirliği de KOAH oluşumunda ve kış aylarında hastalarının şikâyetlerinin artmasına neden olur. Akciğerin gelişimini olumsuz yönde etkileyen faktörler hastalığın oluşumuna katkıda bulunur.  KOAH gelişiminde çeşitli ırsi (genetik) faktörlerin rol oynadığı tahmin edilmektedir. Birinci derece akrabası KOAH olan bireylerin sigara içmesi halinde hastalığa yakalanması muhtemeldir.  

Hastalığın Belirtileri Nelerdir?

Belirtiler genellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkar. Hastalığın en önemli belirtisi nefes darlığıdır. Nefes darlığı zaman içerisinde artar ve günlük fiziksel aktiviteleri kısıtlar. Uzun yıllar devam eden “öksürük” ve “balgam çıkarma” diğer hastalık belirtileridir.

Hastalığa Nasıl Teşhis Konulur?

Hastalık oluşumunda rol oynayan risk faktörlerine ve nefes darlığı, öksürük, balgam çıkarma şikâyetlerinden en az birine sahip kişilerde hastalıktan şüphelenilmelidir. Nefes ölçüm testinde  havayolu tıkanıklığının saptanması ile tanı konulur.. 

Nasıl Tedavi Edilir? 

KOAH her ne kadar ilerleyici ve müzmin bir hastalık olsa da, “önlenebilir ve tedavi edilebilir” bir hastalıktır. Tedavide ilk yapılması gereken hastalığa yol açan maruziyetlerin (sigara, iç ortam kirliliği, mesleksel…) önlenmesidir. Enfeksiyonların tedavisi, mevsimsel grip ve zatürre aşılamalarının uygulanması ile hastalığın ilerleme hızı azaltılabilir. Nefes açıcı ilaç tedavileri ile hastaların daha konforlu bir yaşam sürmesi sağlanabilir. Öte yandan hastaların mümkün olabildiğince aktif yaşam sürmesi, düzenli yürüyüş yapması, kol ve bacaklarını çalıştıran hareketleri yapması hastalığın ilerlemesi ve önlenmesi açısından oldukça faydalıdır.